Mescid-i Harâm ve Kâbe'nin Kısımları

Mescid-i Harâm ve Kâbe'nin Kısımları

Beytullah yani Allah (cc)’ın evi olarak bildiğimiz ve tüm İslam âleminin kıblesi olan Kâbe’de ve etrafınını çevreleyen Mescid-i Harâm’da bir çok manevi ve tarihi öneme sahip kısımlar bulunmaktadır. Bunları en güvenilir tarihi kaynaklardan derleyip sizlerin ilgisine sunmaya devam ediyoruz. Daha bilinçli olarak yapacağımız ziyaretlerimiz bizlere bu kutlu mekanları daha bir özel kılacaktır. Alt kısımda sizlere genel olarak bilgi verdikten sonra bazı kaynaklarda rast geldiğimiz özel notları da eklemeye gayret edeceğiz inşallah. 

*Haceru’l Esved ( Siyah Taş ): Aslı itibari ile Cennet’ten indirildiği bilinen ve Kâbe’de tavafında başlangıç noktası olan taş. Ancak tarih boyunca gerek seller, gerekse yağmalar sebebiyle parçalara ayrılmış ve günümüzde gördüğümüz o kocaman gümüş kaplama muhafazanın içerisinde ancak avuç içi kadar kalan 6-7 parçadan ibarettir. Bu parçaların bir kısmı da Osmanlı zamanında İstanbul’a getirilmiş ve Kadırga’da bulunan Sokullu Mehmet Paşa Camisinde, Kanuni Sultan Süleyman Han’ın türbesinde ve bir parçası da Ankara’da bir camide bir maketin kenarında bulunmaktadır. 

*Bâb-ı Kâbe ( Kâbe Kapısı ): Kâbe’nin günümüzde içerisine girebilmek için olan tek açık kapısıdır. Bu kapı Hac dönemi gibi belli vakitler temizlik için yada hükümetin özel misafirleri için açılmaktadır. Bu ziyaret esnasında şayet orada olursanız sizler ön kısımlara yaklaşıp görevlilerden sizlerinde içeriye alınması için talepte bulunabilirsiniz. Çünkü âdetleri gereği her milletten belirli sayıda Hacıyı da içeriye kabul ediyorlar. Allah nasip eder içeriye girerseniz, giriş kapısını arkanıza alıp yerde mermerde seccade izi üzerinde 2 rekat namaz kılıp dua etmeniz Allah Rasulu’nün (sav) bir sünnetini işleme fırsatı verecektir size. Ayrıca Kâbe’nin damına çıkılan merdivenin kapısı Bâb-ı Tevbe var. Oraya da yüzünüzü koyup, gerek kendinize gerekse ümmetin tamamına affedilmeleri için dualar etmeyi sakın aklınızdan çıkarmayın.

*Hicr-i İsmail (as): Hazreti İbrahim Aleyhisselâm’ın evlâdı olan Hazreti İsmail’in (as) kabrinin de bulunduğu belirtien yarım ay şeklinde ve Allah Rasulu (sav) tarafından Hz. Aişe’ye (r.a) tasdik edilen Kâbe’den sayılan kısımdır. 

*Multezem: Kâbe kapısı ile Haceru’l Esved’in arasındaki 2 metrelik boşluk. Günümüzde buranın büyük bir kısmında Haceru’l Esved’i bekleyen askerler için yapılan mermer balkon mevcuttur. Ancak yanından yine de ziyaret edilebilmektedir. Efendimiz Aleyhisselâm bilinen iki defa ( Mekke’nin fethinde ve Veda Haccında) buraya yanağını, göğsünü ve ellerini duaya açık şekilde yapıştırıp dua etmişlerdir. Ancak günümüzde izdiham sebebiyle, gerek mahremiyet açısından, gerekse bu kutlu mekanlarda kimseye eziyet etmeme açısından buraları ziyaret pek mümkün değildir. O sebeple edebe riayet ederek hareket etmek her zaman daha kazançlıdır.

*Makam-ı İbrahim (as): Bu altın kaplama muhafaza içerisinde, Hazreti İbrahim’in (as) Kâbe’yi inşa esnasında üstüne çıktığı ve ayak izi olan taş vardır. Burada bir hatırlatma yapalım, Allah Teala’nın hikmeti gereği Peygamberlerin toprak üzerinde ayak izleri hiç çıkmaz ve sadece taşa bastıklarında ayak izleri çıkarmış. Buna onların nübüvvet alametlerinden birisidir. 

Bir’u Zemzem ( Zemzem Kuyusu ): Bu mübarek mekan son yapılan genişletmeler ile artık Metaf ( Tavaf Alanı ) altına alınmıştır. Suyu kuyulardan diret olarak Efendimiz’in (sav) doğduğu evin oradaki dolum tesislerine aktarılmaktadır. Ancak tavaf alanında buranın işareti hala durmaktadır.

Kâbe’nin dört köşesi ve dört duvarı vardır. Bunların her birisine Arapça’da Rükn denilir. Bunlar da baktıkları yönlere göre isimlendirilmişler ve Rüknü Hacer, Rüknü Yemeni (Yemâni de denir), Rüknü Irâki, Rüknü Şâmi şeklindedir. Bunların içerisinde Rüknü Yemeni yada Rüknü Yemâni denilen kısımda minik bir parça Hacer ül Esved olduğu da söylenmektedir. Tavaf esnasında Rüknü Yemâni köşesine geldiğimizde sünnet olan Rabbenâ âtinâ fiddünya haseneten… duamıza rivayetlere göre Rabbimizin o noktaya vazifelendirdiği 70.000 melek de âmin demektedir. Subhansın ya Rabb!

Biz Türkiye’den kıbleye döndüğümüz zaman Kâbe’nin hangi köşesine denk geliyoruz? Cevab: Altınoluğunda bulunduğu, Hicr-i İsmail tarafına yani Rüknü Iraki köşesidir. Köşelerden sonraki duvarlar saatin tersi yönünde yani tavafın yapıldığı şekilde bilinir. Yani Rüknü Hacer’den ( Haceru’l Esved köşesinden) başlayınca kapının olduğu kısım Rüknü Hacer tarafı olur. Sonra Rüknü Irâki, Şami ve Yemâni. Bu şekilde daha kolay hatırda tutabilirsiniz. 

Mustecâr / Mustecâb: Rüknü Yemâni ile Kâbe’nin arka kapısının olduğu kısım. Evet yanlış duymadınız, Kâbe’nin örtüsünün altında her ne kadar görünmese de yine Kâbe’nin örüldüğü taşlar ile örülüp kapatılmış bir de arka kapısı mevcuttur. Tam olarak aynı hizada arka tarafında bulunmaktadır. Bu her iki kapıda cahiliyye dönemindeki son tadilatta girişleri yerden iki metre kadar yukarıya kaldırıp, sadece ön kapısı açık bırakılmıştır. Burada dua etmek de çok güzeldir. Bu kısım ön kısımdaki Multezem’in ikizidir. Yani Rüknü Yemâni ile bu kapı arası da 2 metrelik ve duaların kabul edildiği nadide yerlerdendir. 

Şazervan: Kâbe’nin eşiği ve aynı zamanda Kâbe’den sayılmaktadır. Kâbe’nin örtüsünü alt kısımdan bağlayıp gerdirmek için üzerinde halkaların bulunduğu bir yerdir.

Mizâb el Rahme yada Altınoluk: Kâbe’nin damındaki yağmur sularının tahliyesi için yapılmış bir oluktur. Altında yapılan dualar kabul olduğu ve bereketi temsil ettiği için de ecdadımız bunun yönünü bizim de yönümüzü kıbleye döndüğümüzde denk gelen yöne yapmışlardır. 

Hufre-i Micân- Hufre-i Mu’accin: Burası belki de Kâbe’nin en özel yerlerinden birisidir. Aslı itibari ile burası tam olarak Kâbe’nin Rükn’ü Iraki köşesine doğru olan noktada bulunmakta olup, rivayetlerde Hz. İbrahim’in (as) Kâbe’yi inşa ederken harcını kardığı çukurdur. Onun olduğu nokta çok eski zamanlardan bu yana muhafaza edilmiş ve Seyyidina Abdulmuttalip gibi Kâbe’yi bekleyenlerin sedirinin konduğu yer olmuştur. Kutlu dedeleri oraya oturmaya ve istirahat etmeye sadece Allah Rasûlu’ne (sav) müsaade etmiştir. 

Musalla Cibril: Cebrail Aleyhisselâmın Allah Rasûlu’ne namazı talim ettirdiği yerdir. Bu mübarek mekan’da tıpkı Hufre-i Muaccin gibi daha önceleri bir çukur şeklinde ve topraktanmış. Sonradan üzerine İslâm halifeleri mermer parçalar koydurmuş. Günümüzde ise son yüz yıllık tadilatlarda o hiza Kâbe’nin eşiği olan Şazervanın altında kalmış ve mermerlerini de Şâzervan’ın üzerine monte etmişler.

 Miraç Sütunu ( Pembe Mermer Sütun ): Ummu Hâni Evi’nin yerini belirlemek için özel olarak diğer mermer sutünlardan farklı renkte olan bu sütun son yıllardaki genişletme sebebiyle asıl yerinde değil oldukça gerisinde yer almaktadır.

Beni Şeybe Kapısı: Bu kapıda maalesef genişletme sebebiyle kaldırılmıştır.

Resim Galerisi

Umre Tur

Mekke ve Medine Ziyaret Yerleri

Umre Ziyaretimizi daha anlamlı kılmak adına mutlaka ziyaret edin!